Bir Kadının Kucağını Özlemek

Ya da Sıcak Bir Kadın Kucağı

Bir Kadının Kucağı - Günay Aktürk

Bir anı bile kalmamıştır geceler boyu sevişmelerden. Binlerce yıl uzaktadır, binlerce kez dokunduğun ten; Yazabileceğin şiirler çoktan yazılıp bitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, aşk, iki kişiliktir.

Ataol Behramoğlu

İki kişilik olan lazımdı bize. Oysa hep yatağın da yemeğin de tek kişilik olanı rast geldi. Esirlikten nefret ederim. Ama hayattaki tek güzel tutsaklığın iki gönlün bir sevdaya esir düşmesi olduğunu romanımdaki kahramanıma söyletmemiş miydim? Söylemek başka, başarmak başka. Ummak başka, umulmamak bambaşka.

Yaşamın uğultusunu bir kenara koymadan mümkün değil biriyle mutlu olmak. Gün boyu insan denilen şu azman sürüsüyle cebelleşirken, aklının dipsiz kuyularında akşamı iple çekebilmek asıl başarı! Bir kadının şefkat dolu kucağını özlemek! Her günün özel olabilmesi için deli divane olmak…

kadın makalesi

Bu ateş, bu kalp çarpıntısı, bu har ve bu travma… Bir fincan acı kahveye susamış yalnız ve yoksul dudaklar… Ama geriye bakıyorsun, silme hayal kırıklığı. Durak sapa, yolcu ruh hastası, güzergah yanlış istikamette…

İnsanlar artık çarpılmıyorlar. Ama bir yıla sığdırılan sevgili sayısına bakın bir de. Be hey ilk görüşte aradığı aşkı bulduğunu zanneden hayvani avanaklar! Buldum dediğiniz şey gerçekte nedir? Bedenin ateşi kendini söndürecek soğuk sulara kolaylıkla ulaşabilir. Onca yıldan sonra kurulabilecek köprüyü bir haftada ne tez kurarsınız?

Sıcak bir kadın kucağı demiştim! Her baş her kucakta eğleşmez gülüm! İşte yalnızlık da bu yüzdendir cancağızım! Aynı frekansta titreşmeyen iki ruh deli gibi sevmişse de ortada ne deli vardır ne divane!

Ben mi? Yanmak ve yakılmak mı? Elbette yanmışlığımız da yakmışlığımız da çoktur. Fakat işin dozu ne ile ölçülür? Günün sonunda ne kaldı elimizde? Elimiz, soğuk kış gecelerinde trajik bir ısınma aracı!

Günay Aktürk