İNSAN OLMAK

Bir fikri düşünebiliyor diye insan mıdır her mahlukat?
Sırf düşündüklerini söyleyebiliyor diye
ve çoğu kez aptalca laflar ediyorken
ve sıklıkla saklarken aklından geçenleri
her şartta ve koşulda yine de insan mıdır?
Şu üç kural hayvani bir gereksinimdir;
Karnını doyurmak, üremek ve hayatta kalmak.
Şimdi aklıyla genişletti bunların sınırlarını;
İstifledi, tecavüz etti ve cinayet işledi.
Üstelik artık hayvan da sayılmaz.
Bozuldu doğallığı hayvanlığının.
Her beşer insan sıfatıyla doğsa da,
hayvana daha yakındır ilk ağladığında.
“Olmak” dediğin özel çaba gerektirir.
Pek çoğu da bunu fark edemeden yok olup gider.
İnsanlığa giden yolun şartları vardır.
ilkin eğitimle çıkılır yola.
Dünya, eğitimsiz bilgeleri de görmüştür
ama yine de şansa bırakılmamalıdır.
Öğrendikçe kuşkuya düşer.
Kuşkudan bilim doğar,
bilimden medeniyet.
Kuşku olmadan bilim
bilim olmadan eğitim olmaz.
Sonra sanata yönelir.
Bilgi cehaletini törpülerken
sanat da hayvanlığını alır.
Gövdesinin üzerinde boş bir kafa taşıyan insan
gerçekten insan mıdır?
o vahşi ve aynı zamanda istifçi;
yalnız magazin haberlerinden beslenen,
politikacılara kutsal bir vaaz dinler gibi kulak kabartan,
kadın ve özgürlük düşmanı,
düşünebildiği halde düşünceye düşman,
şeytani ve düzenbaz, diplomalı bir cahil.
Kul hakkı yemenin üstadı,
hayvandan bir adım ileride,
insan olmakta sınıfta kalmış,
yine de ve hala insan mıdır?
Büyük bir yanılgıyla
fikir sahibi olduğunu zanneden
ama gerçekte kirli fikirlerin kontrol ettiği insan;
insan gibi sesler çıkarttığı halde
yine de insan mıdır?
Günay Aktürk