Kirli Bir Çağ Tasviri – Günay Aktürk

Kirletilmiş Çağın Çocukları

kirli çağ - günay aktürk

Hangi çağda doğsam ayaklarım takılacak bir taşa biliyorum. Hangi güzele sevdalansam, aynı harlı alevlerde yanacağım. İnsan olmanın gerekliliği. Hep böyle cehennem saclarında geçmeyecek bu dünya yaşamı, bilmez değilim bunu da. Acıyı ve kahkahayı mücevher tartısında tartmaktan vazgeçtim. Ki doğumlarım kansız ve sancısız olsun artık

Delici bir bakış sersemletmişse ruhumu, sersemliğin tadına varmaya çalışıyorum artık. Ama zamanı o küçücük anlarda ölümsüzleştirmiyorum. Sırf o tatlı sersemliği aptallığa dönüştürmemek için.

Rastgele gözüme takılan bedenlere duyduğum arzu da zayıfladı zamanla. Her kalçanın ya da gül memenin yakınlarda bir benzerinin gezindiğini biliyorum. İki kişinin yalnız kendi arzularını doyurmak için yaptıkları şeyi aşk zannediyorlar! Oysa ihtiraslarımız kendi şatolarında erotik partiler düzenlerken ruhumuz bilinci kapalı olarak yatar kendi acil servisinde! Bu çağ böyle kirletildi. Hem de altın kaplamalı bir penise sahip olduğunu düşünen şu “kirletilmiş çağın çocukları” tarafından.

İnsanlar kendilerine yabancılaştıkça özgüvenlerini de yitirmişler. Yitik insanlardan doğan ölümcül kıskançlıklar… Kime sorsan uslanmaz bir romantik şu günlerde! Ama ruhları kara, pek çoğu ise potansiyel katil. Önüne samanı koyup ağaca bağladıkları bir eşek gözüyle görüyorlar eşlerini. Öyleyse kaçınılmaz zincirini kırmak! Özgürlük arayışıyla ihanet iç içe geçmiş.

Şu kirli çağda herkesin ayakları temiz öyle mi? Kime sorsan asıl darbe ona vurulmuş. Herkesin aynası kirli de, bir seninkinde çizik bile yok, öylesine pirüpak! Aynada gördüğün suret sen değilsin. Kırık camlardan bakıyorsun kendine. Topla parçaları ve bir daha bak! Başkalarında görmeye alışık olduğun o kirli sureti daha yakından inceleyebilirsin şimdi!

Günay Aktürk

Bir cevap yazın