Bir Ankara Analizi | Yazar Günay Aktürk

Bir Ankara Analizi

ankara analizi

Ağır ağabey gibidir Ankara. Bir yanı eli bıçaklı serserilerle, bir yanı muhallebicilerle çevrilidir. Soğuktur, sevimsizdir. Kızılay’dan geçirilirse; Jandarma genel, Emniyet genel, Deniz, Hava, Kara ve bilumum kuvvetlerce donatıldığı görülür. Resmiyette başka il tanımaz üstüne. Memur kenti olduğu rivayeti yaygın inanışlar arasındadır.

Ha bir de denizi yoktur. Ama binlerce küçük “Deniz” adayına ev sahipliği yapar.

Eskiden olmayan ama şimdilerde kaçak ismiyle anılan bir de sarayı vardır. Bir ucunda Recep padişahı, diğer ucunda ise, Kadı Burhaneddin Beyliğinden kalma “Gökçek” isimli bir sefir barındırır içinde. Biri diğerinin vezirliğini, kahyalığını yapar durur öteden beri. Aklıselim hiçbir Ankaralı bu ikisinden de hoşlanmaz.

Her yanına parklar, sevimsiz beton yığını üst geçitler, dev Avmler ve rant işi uzun bulvarlar yapılmıştır.

Ara sıra bombalar patlar, eylemler olur. Meydanlar alabildiğine polis ve tomayla dolarken, havayı da bembeyaz, geniz yakıcı, göz kızartıcı bilinmez bir kimyasal kaplar! Ülkenin herhangi bir yerinde halk isyana soyunacak olsa, ikinci isyan noktasıdır Angara.

Karanfil’i ünlüdür. Devrimci mekânıdır orası. Bazı bazı milliyetçi olduğu hissine kapılanlarca saldırıya uğrar. Bu kimseler neden böyle yerlere saldırmak yerine Anıtkabir’e gitmezler, anlaşılmaz bir iştir. Ne diyordum? Hah, Karanfil diyordum. Artık kendini savunur durumda karanfil…

şifalı yokuş ankara

Bir de ODTÜ’sü vardır Ankara’nın. Geçmişi namlıdır. Kaliteli devrimciler yetiştirmiştir. Gezinin gözde mekânlarındandır. Orada da Polisler, kaçmayın ulan Atatürk’ün piçleri, diye kovalamıştı öğrencileri. Kuğulu parkı, Dikmen’i, Tuzluçayır’ı, Batıkent’i söylemeden olmaz. Her isyanın direniş merkezi buralardır.

Direnişten uzak bir hayat yaşayanlar ise Bahçeli yedi caddede, şu ya da bu avmlerde alırlar soluğu. Ama iki türün de ortak mekânı Sakarya’dır. Rize çayıyla kaçak çay burada, aynı demlikte demlenir!

Şimdilerde gecekondular sancılı bir yıkım sürecindeler. Çoğu çoktan yıkıldı gitti. Bir zamanların Çinçin’i buna örnek. Şimdi şehrin kimyasına bir de Suriyeli göçmenler eklendi. Sokaklarda dilenen, evsiz, çarıksız dolanan, yer yer kavga gürültü yaşanan mahalleler var.

karanfil sokak

Bir şehir daha çok şeyiyle anılır. Anılmaya elverişlidir. Ama uykum geldi. Gece vardiyasındayım. Saat sabaha karşı üç buçuk… Ezanı yeni bitirdi imam. Ramazan ayına yeni girdik. Aylardan Haziran. Evet, Haziran’da ölmek zor! Sokakta, hangi evlerin ışıkları yanıyor, hangileri yanmıyor diye inceleme yapan bazı tipler var. Burası Ankara. Bazı eklentileri saymazsak tıpkı sizin şehirleriniz gibi hani… Birbirinizden farklı onca renklerinize rağmen; eğer karanlığa, kardeş katline ve de gericiliğe rıza göstermeyenlerdenseniz, ben de sizleri, sizlerin de şehirlerinizi sevenlerdenim…

Günay Aktürk
23.06.2015

ankara gecekondu