Sakallı Celal Kimdir | Yazar Günay Aktürk

Sakallı Celal Kimdir

Sakallı Celal Kimdir

Sakallı Celal bir Paşa’nın oğludur, zengin bir ailedendir. Galatasaray lisesini bitirmiştir, iyi Fransızca bilir, pantolonu yamalıdır, ayaklarında koca koca galoşlar vardır, başında kasket, elinde Fransızca gazeteler…

Bir ara memurluğa niyetlenir. Ankara Lisesinde Müdürlük yaparken mektebin lağımı tıkanır. Bakanlığa bildirir ama “idare et” cevabı gelir. Bunun üzerine tulumu giyer, kolları sıvayıp tamirata başlar. Tam bu sırada müfettişler gelmesin mi? Adamlar sanki suç üstünde yakalamış gibi bakana koşarlar. Sayın Bakan çok kızar: “Cumhuriyet müdürü tulumla lağıma mı girer!” diye fırça atar.

Sakallı savunmasına: “Lağım patladığını haber verdim idare et’ dediniz. Ben idareciliğin necasete oturmak olduğunu sizden öğrendim. Tuluma gelince, çukura setreyle girecek değildim ya!” yazar.

Sakallı Celal

Kaybedecek Neyi var?

O günlerde hızlı bir değişim yaşanmaktadır. Bir zamanlar sakalsızlara bıyıksızlara “ecnebi” gözüyle bakanlar, sabah akşam berber kovalar, dolgun yanaklarını pudra ve pomatlarla parlatırlar. Celal de mevki kaygısıyla değişenlerin aksine saçını sakalına katar. Marks gibi dolandığı yetmez gibi devlet erkanına “Burjuva kalıplarına tıkılan maskaralar, gülünç oluyorsunuz.” diye laf atar. Ağzına geldiği gibi konuşur, başını derde sokmaktan korkmaz.

Bir ara polisler üzerinde tabanca yakalar ve kimlik sorarlar. Sorarlar ama Celal’de kimlik ne arar? Polis: “Sen kimsin, necisin?” diye sıkıştırınca “Ben Japon’um.” diye kafa yapar.

– Ama Türkçe konuşuyorsun?
-Ben, Türkçe bilen Japon’um.
-Peki, bu silahla ne yapacaksın?
-Polisleri vuracağım.
-Niçin?
Düzenin devamı için. Dün hilafeti savunuyordunuz, bugün Cumhuriyeti. Yarın kime yamanacağınızı nereden bilmeli?

Celal birkaç kez komünizm propagandası yapmaktan tutuklanır

Lakin CHP Genel Sekreteri Recep Peker tarafından arkalandığı için içeride tutamazlar. Hoş, yeri gelsin gelmesin her sözü Bolşeviklere çıkartır, komşudaki ihtilalcilerden çok şey umar. Hatta pılısını pırtısını toplar Rusya’ya kaçar ama aradığını (ne arıyorsa) orada da bulamaz. Alıştığı gibi konuşunca onu fena hırpalar ve yaka paça sınır dışı ederler.

Celal üretmez, çalışmaz kimseye hayrı dokunmaz. Arabaya binmez, tramvay beklemez, parayla pulla işi olmaz. Gemilere daima biletsiz dalar, onu çabucak yakalar eline süpürgeyi sıkıştırırlar. Frenk seyyahları La Martin’in eserlerini orijinalinden (ve ezbere) okuyan bir çımacıyla karşılaşınca çok şaşırırlar.

Yapı Kredi Bankası‘nın kurucusu Kazım Taşkent, Celal’e sahip çıkar, ona Kuledibi’nde bir oda açar. Herkes kanarya beslerken o fareleri ağırlar, hatta onlar için minyatür bir lunapark hazırlar.

Celal şarapçılar gibi dolanır

galatasaray lisesi sakallı celal

Asla yıkanmaz, suya sabuna dokunmaz. Sıçanlarla iç içe yaşamasına rağmen mikrop fobisini aşamaz. Kokudan yanına yaklaşılmaz ama eldivensiz bir şeye dokunmaz. Kimsenin elini sıkmaz, kapıları tekmeyle, perdeleri bastonla açar. Kedi köpeğe bayılır ama onları gazete kağıdına sararak okşar. Elbiselerini lime lime oluncaya kadar kullanır, yağ bağlayınca çıkarıp çöpe atar. Gel gelelim davetlerde bile çatalı bıçağı alkollü pamukla siler, üstelik bunu ev sahibinin gözüne baka baka yapar. Yanında devamlı bir valiz taşır. İçinden sefer tasları, çalar saatler, tarihi geçmiş gazeteler ve Fransızca kitaplar çıkar.

Orhan Karaveli / Sakallı Celal
Pergamon Yayınları 2004