Pişmanlık Psikolojisi | Yazar Günay Aktürk

Pişmanlık Psikolojisi

pişmanlık psikolojisi

Can Yücel‘in dediği gibi: “Bana bir varmış de, bir varmış bir yokmuş deme. İçime dokunuyor!

Demek ki duyguların sarsılma zamanı gelmiş ha! Gitmez sanıyorduk ama hiç olmadığı kadar huzurlu görünüyor baksana. Belki biraz kırılmış olmalı. Bir bulut birikintisi üşüşmüş yanaklarına, saklasa da ağlamaklı. Oysa düzeltebilirdik bazı şeyleri. Ama kimi hatalar düzeltilmez ki. Bu anı ille de ille geçmişe gömülecek. Bir taraf pişmanlık duyarken bir taraf rahat bir nefes alacak.

Aslına bakarsan her yaşam bir deneyim iken pişmanlık duymak biraz avanaklık olmuyor mu? Ara sıra ağrıtabilir. Demek ki derine kök saldıysa… Anılara saygı duymalı. Öfkelenmeli. Belki önce suçu ona atabiliriz. Ama sonra vicdan azabı duyup ihbar etmeliyiz kendimizi. Anıların sağını solunu yeterince kurcaladıktan sonra saygıyla öpüp alnımıza koyalım.

Çıkarttığımız gibi tekrardan sokalım içine valizin. Bir ömür takıntı yapmak da neymiş canım. Ne o senin mısralarına bu kadar gerekli, ne de sen onun dizelerine en güzel uyaksın! Şimdi gönül rahatlığıyla şiirimize geçebiliriz.

Ağrıyan Yer Kalbim Değil

Ağrıyan yer kalbim değil;
düşüncelerim,
duygularım,
arzularım…
Yaşanılmamış bir anısızlık değil
içimdeki burukluk.
Yaşanmışlıkların
hiç yoktan yaşanılmış olmasından.

Gün bugün değil,
bugün bir başka acıyor zaman.
Sahile vuran ıssız dalgalar gibiyim
derinlerimde uğuldayan bir basınç,
derinlerimde yaşam yok…
Sen değil misin ki
kalbimi burkan
sen değilmişsin gibi görünen?

Sel basan evim değil beni kaygılandıran.
Bir avuç suyun alıp götürebildikleri.
Aysız bir gecede bir damla sudur
ummanı bulandıran…

Yaşadım ve gördüm diyorum
yaşadım ve gördüm.
Sevinmeli miyim?
Göl dibinde uyumak marifet değil,
bir bardak suyu sevdiği uzatmalıymış insana.
Susuzluğum susuz kalmaktan değil…

Günay Aktürk