Gülden Ne Gelir | Yazar Günay Aktürk

Gülden Ne Gelir

Şiire Dair Üç Beş Kelam

Gülden Ne Gelir

Vakti zamanında yaşadığım kentin ucube bir semtinde güzel bir kadın vardı. Malum, ucube kentler ucube harabeler yaratır. Zaten bugünün harabeleri de bir zamanların görkemli tapınaklari değil miydi? Hiç şüphe yok ki o harabe ben oluyorum. Artık inananı kalmamış soytarı bir olympos tanrısı gibi hissediyorum kendimi. Acaba inancını mi yitirmişti? Bu yüzden mi beş para etmemeye başlamıştı sevgi sözcükleri? Hayır. Öyle olsa bir zaman acı çekmesi lazım gelirdi. Öyle olmadı. Gitti, kalbine kızgın demirler sokan bir demirciyi yeniden hatırlayıverdi.

Tez elden harlanan tez elden söner.” Bu çıkarım ömrü boyunca sonsuzluğu aramış biri için felaket. Onu beyhude aramışım insanlarda. İstediğin dozda debelenip dur. O ateş ki aynı ocakta bir ömür yanmaya meyilli değil. Akarsular bile kendi yataklarından sıkılmışlar da, denize akma çabasındalar. Bu şiiri ben yazmadım. Bu şiir bende kuluçkaya yattı!

Yahu, şu en güzel aşk şiirlerinin bile hatırı yok muydu, diye sorabilirsiniz. Ama sormayacağınızı biliyorum. Ben de sevgiliyi yücelterek yaşatan her şey sürüp gitmeli kanısındayım. Ancak ben daha çok çıkarttığım dersle ilgileniyorum. Çünkü tattığı ve tattırdığı duyguları benden sonra da sonu gelmez bir devinim içinde kâh yaşayacak kâh yaşatacak. Avanak erdemlerin peşine düşecek değilim. Temennilerimi işleme koyacak bir dünya düzeni yok.

Duydum gönül duydum ahu zarını
Yar diye inleme elden ne gelir
Azgın bir alevde gördüm sırrını
Gönlü göçebedir dilden ne gelir

Gönül bir tarlaysa gam da ekenden
Mahsulüm çürüdü biçtim erkenden
Ahım ne kederden ne de dikenden
Kargalara açan gülden ne gelir

Düş ki ak dururken karaya siner
Issızın baykuşu ıssıza tüner
Tez elden harlanan tez elden söner
Kör nefsin yaktığı külden ne gelir

Eylemem Günay’ım inan eylemem
Yanan canı kem söz ile eylemem
Gâhî üşür gâhî yanar söylemem
Gönül sana esmez yelden ne gelir

Günay Aktürk