Bir Alıntı Bir Yorum

“Gerçekten de bir gönül iki kişiye birden sevdalanabilir miydi?”
İntibah
Namık Kemal
Üremenin ve hayatta kalmanın bilgisi genlerimizde mevcut. O emirle çocuk doğurup insan neslini sürdürüyoruz. Ama sadakat, milyonlarca yıl sonra yaratılan medeniyetin emri. Yeterince zaman geçerse, bir seçilim mekanizması olarak evrimin altın kurallarından biri olabilir mi? Sanmıyorum. Sadakat evrimin umurunda değil. Hayatta kalmasına yarar sağlayacak bir özelliği yok çünkü.
Kendi doğamızla savaş halindeyiz. İnsan insanı kıskandı. Eşini bir başkasıyla paylaşmak istemedi evet. Ama bunu ahlaksal nedenlerden yapmadı. Erkek, içgüdüsel olarak doğacak bebeğin kendine ait olduğundan emin olmak istedi. Çünkü yıllarca o çocuğa bakacak ve vereceği emeğin ve çabanın kendi dna sına verileceğinden emin olmak isteyecekti.
Kadın da sadakat umdu kocasından. Çünkü hem kendinin hem de çocuğunun geleceği teminat altında olmalıydı. Bu yüzden bir kadın en fazla acıyı, kocası başka bir kadınla cinsel ilişkiye girdiğinde değil, ona aşık olduğunda çeker. Aşk varsa terk edilme korkusu da vardır. Ama erkek için bu tam tersi. Karısının başka bir adamla ilişkiye girmesi demek, doğacak bebeğin babasının kim olacağı kuşkusunu gündeme getirir.
Erkeğin ihanet etmesi daha olası. Çünkü fazla sperm fazla çocuk demek. Mekanizma bilinçsiz bir şekilde de olsa işliyor. Erkeğin ihaneti kadında gelecek kaygısı yaratır. Bu gayet doğal. Sadakatsiz erkek, karısının sadakatsizliğini her an beklemeli. Domino etkisi. Fakat bazen de tersi de olabilir. Ekonomi en belirleyici etkenlerden biri. Her zaman olacak diye bir şey yok. Fakat çok kırılgan meseleler.
Tüm bu aksaklıkları gidermek için ahlak kurallarını yarattık çünkü evrimsel kanunlardan habersizdik. Bugün bu bilgiden haberdar olmak ise çok önemli. Sadakatsizliğin sebebini bilmek, hiç bilmemekten iyidir. İşe yarayacak bir sadakat ise bana sorarsanız, ancak bilinçle verilirse belki bir işe yarar.
Bir gönül iki kişiye birden sevdalanabilir mi? Çok olası. Önemli olan ise, hangi seçimin daha değerli olup olmadığı. İnsan çamura batmakta pek marifetlidir çünkü.
Günay Aktürk