Dört Kapı Kırk Makam İlkesi | Yazar Günay Aktürk

Dört Kapı Kırk Makam İlkesi

Dört Kapı Kırk Makam İlkesi

Alevi öğreti ve inancını anlatan yüzlerce kitap yayınlandı. Dört kapı kırk makam ekseninde de bu kitapların çoğu söylence ve mitolojik boyuttaki konulardan ibaret. Küçük bir kısmı ise Alevilikteki kimi konularını yorumluyor fakat onları birleştirecek genel bir çerçeveden yoksunluk göze batmaktadır.

Bu durum sosyo-siyasal, toplumsal alanda kendi ifadesini bulur. Birbiriyle ciddi bir örgüt ve düşünsel bağı olmayan yüzlerce dernek ve kurum… Diğer inanç ve kültürler karşısında özgün bir duruş sergileyemeyişi pratiğe bu surette yansımaktadır.

İslam ekseni çerçevesinden yürütülen tartışmalar anlamsız ve yersizdir. Hatta zararlıdır. Çünkü kendi özünü ve özgül yapısını bulması sürekli engellenmiştir.

Aleviliğin, İslam değilse ne dini olduğu sorulmaktadır. Eğer kendi başına bir inançsa kitabı nedir, inancı nedir? Bu ve benzeri türden sorular bir gerçeğin altını çizmektedir. İslam dininin ideolojik olarak egemen olduğu bir coğrafyada bulunmaktayız.

Din olgusu tanımlanırken onu “tek tanrılı” dinlerin ekseninden değil evrensel bir pencereden bakarak tanımlamak gerekir. Aleviliğin müstakil yapısını koruyan ve onu birçok dinlerden ayıran şey “dört kapı kırk makam” inancıdır. Bu bir öğretiden fazlasıdır. Bu bir düşünce veya kurumsal çalışmalar sonucu oluşmamış, tam tersine yüzyılları kapsayan Anadolu bilgeliğinin bir tezahürü olarak şekillenmiş ve ortaya çıkmıştır.

Bu öğreti etrafında ya da ışığında Aleviliği yorumladığımız zaman kendi özgül yapısı ortaya çıkmaktadır. Bu öğreti cemlerde icra edilir, ozanlar ve bilge insanların sözleri, duaz-ı imamları, gülbenkleri bu gerçeği yaşatan orijinal belgelerdir. Ve insan bunu kendi nefsinde yaşatarak gerçekliğini fark edebilir.

Alevi öğreti ve inancının karakteristik özelliklerine baktığımızda şunları görebiliriz. Doğruluk, bilgelik, insan ve doğa sevgisi, eşitlik, yardımlaşma, din, dil, ırk ayrımının olmaması vs. Bunlar “dört kapı kırk makam“ı oluşturan ana temellerdir.

Çağımızda birer sembolmüş gibi görünen değerlerin altında zengin bir felsefe yatmaktadır. Bu öğretinin günümüz diliyle yeniden yorumlanması yanı zamanda Alevilerin şimdiki ve gelecek zamanki toplumsal konumunu doğrudan etkileyecektir.

 

Eyüp Aktürk

Not: Bu makaleyi, başlıkta da yazıldığı gibi “dört kapı kırk makam“a bir giriş olarak düşünelim. Bilerek fazlasını eklemedim çünkü Eyüp can bu kapıları anlatırken “Tarikat kapısı”na üç, “Şeriat kapısı“na da dört tane ek yorum eklemiş. Onlar biraz uzunca ve kendi başlarına apayrı bir makalenin konusu. Doğrusu beklemeye değer diye düşünüyorum.

Bir yanıt yazın