Dünyanın Vebalı Zombileri | Yazar Günay Aktürk

Dünyanın Vebalı Zombileri

Gün Gelir ve Silahlı Çeteler İstikrar İddiasında Bulunur!

walking dead - günay aktürk

Walking Dead dizisinde dünya bir zombi istilasına uğrarken, en büyük tehlike bu değildi aslında. Hükümetler devrilip polis ve asker kuvvetleri ortadan kalkınca silahlı çeteler peyda oldu.

Gerçek dünya bundan pek de farklı değil. Dünyanın vebalı zombileri terör örgütleridir. Yoksulluk ve eğitim seviyelerindeki düşük oranlarını düşünün. İşte zombiliğin gıdası! Onları besleyip büyütenler gerçekten ne yaptıklarının farkındalar mı acaba?

saddam heykelinin yıkılışı

Saddam, ABD önderliğinde bizzat Irak halkı tarafından devrilince istikrarsız kalan devlet saldırı ve savunma yeteneğini kaybetti. Aynı şey Suriye’nin de başına geldi. İşte o güç boşluğunu dolduran IŞİD bu yüzden o muazzam gücüne kavuşmuş oldu. Bu topraklardan başka türlü bir sonuç beklemek saflık olurdu zaten.

boko haram

350 etnik kökene ayrılan Nijerya ise Boko Haram’ı yarattı. Ne tesadüftür ki ülkenin kuzeyindeki bu zombiler tam da yoksulluk ve eğitimsizliğin içinde doğdular. Taliban’dır, Eş-Şebab’tır, Hizbullah’tır, El-Kaide’dir… Hepsi de eğitim ve yoksulluk gibi ortak genlere sahipler. Hatta İslam’ın tarih sahnesine çıktığı ilk dönemde ehlibeyte kan kusturan “Hariciler” de çöllerde yaşayan bedevi Araplardı. Onların cehaletleri de derin yoksulluğun ve eğitimsizliğin izlerini taşıyordu.

Hepiniz Topun Ağzındasınız!

Bizim coğrafyamız da esasen bir zombi istilası altında. Bu istila bizzat evrensel cihat yapmak gayesinde olan, günümüzde “selefiler” olarak adlandırılsalar da esasen tarihi motivasyonlarını “harici” zihniyetinden alan bir zihniyettir. Üstelik topun ağzında sadece seküler bir hayat tarzı benimsemiş olan laikler, ateistler, deistler, demokratlar ve sosyalistler de yok. Dört mezhebe mensup kitleler de var. Daha da ileri giderek söyleyebiliriz ki dini yapılanmalar da bu topun ağzında. Zira İslam tarihi boyunca gerçekleştirilen ayaklanma sonucu ortaya çıkan 27 savaşın 23’ünden bu Harici kitlesi sorumlu. Tam da burada durup bu konuyu başka bir makaleye saklayalım.

selefiler kimdir

Devlet otoritesinin gücünü kaybettiği yerde ülkenin bir anda zombiler tarafından kuşatılacağı gerçeğini asla unutmayalım. Bir ülke ne kadar çok etnik kökene ayrılırsa, bölünerek parçalanma tehlikesine o kadar fazla yaklaşır. Kargaşaya müsaittir çünkü. Aslında asıl fitne çıkartmak da budur. Fitnelik, çeşitli ırklara ve dini bölünmelere gitmektir. Bu olduğu zaman kazanan taraf asla bu bölünen taraflardan biri olmaz.

Bu ülke için asıl tehlike “evrensel cihat” naralarıdır. Bunu görmek için cihat istemiyle bölünen ülkelere bakmak gerek. Şeriat çiçeklerle gelmez. “Kan dökülmeden devrim olmaz” deyimi gibi. Ortaya çıkacak olan tek şey korku, baskı, cehalet, biat ve insanlık dışı eylemler olacaktır. Kahin olmaya gerek yok. IŞİD’in kontrolü ele geçirdiği bölgelerde yaptığı ilk şeyin tarihi yerleri ve sanat eserlerini parçalayarak büyük meydanlara ezidi kadınlar için kurdukları köle pazarlarını unutmayalım.

Gerçek İslam Bu Değil!

Belki “Gerçek İslam bu değil” diyorsunuzdur ama başımıza ve başınıza gelecek olan bu. Motivasyonu iyi kavramak gerek. Bu insanlar peygamber dönemindeki hayat tarzının tekrar hayata geçirilmesini istiyorlar. Yani peygamber Muhammed’in yaşam tarzını taklit etmek. Katı şeriat kuralları. En ideal Müslüman benim diyene bile Cumhuriyeti özletecek bir sistem. Köle pazarlarını, cariyeliği, çocuk yaşta evliliği özlüyor ve istiyorsanız o başka. Kaldı ki gerçek İslam dediğiniz o hayalinizdeki rüyayı yaşayabilmenizin imkanı da yok. Zira bir şeriat ülkesindeki din, liderin algıladığı dindir. Yani sevgili liderinizin anladığı din her ne ise sizler de o dini yaşayacaksınız. Hayır mı? İslam “rivayetler” dini olduğu için bir kılıfına uydurup sizi o yola sokacaktır, hiç merak etmeyin.

Son olarak Stephan ROSINY‘nin “İslam Devleti Halifeliğinin (IŞİD) Yükselişi ve Çöküşü Adlı Makelesinin şu son bölümlerini dikkatle okumalısınız:

Bir Çıkış Yolu

  • Cihatçı savaşçıların anavatanlarını, yeni üyelerin savaş alanına katılmalarını ve cihattan çıkmak isteyen vatandaşlar için bir çıkış yolu bulmaları gerekmektedir.
  • Selefi kolundaki Sünni ilahiyatçılar, cihatçıların ideolojilerini romantizm dışına çıkarmalı ve bütün vatandaşları için kapsayıcı bir devlet düzeni sunan akli bir siyaset anlayışına izin veren bir teoloji sunmalıdır.
  • Batılı devletler, devlet inşasına daha etkili bir yardım sağlamalıdır. Sadece terörizme karşı mücadelede askeri müdahale için değil; ortaklığa dayanan siyasi, ekonomik ve kültürel işbirliği sunmalıdır. (Kendi yarattıkları IŞİD’i yok etmek için kurdukları koleksiyona atıfla söylüyor)
  • Gereken önlemler alınmadığı takdirde Orta Doğu toplumlarındaki derin ayrışma -el-Kaide ya da IŞİD gibi- küresel haklarını kaybetmiş bir toplumu kolayca cezbeden ve onları yeni bir kurtuluş tasavvuru etrafında kolayca silah altına alan radikal hareketlerin yuvası olmaya devam edeceklerdir. Ayrıca selefi doktrine göre Peygamber Muhammed’in “cihat döngüsü”nü başarıyla gerçekleştirme projesini sürdürmek için kısa zamanda başka “sözde halifeler” çıkacaktır.

Stephan ROSINY
İslam Devleti Halifeliğinin Yükselişi ve Çöküşü

BATILI DEVLETLERE BİNAEN

Dünyanın karakolu olduğunu iddia eden ABD ve onun batılı destekçilerine de birkaç söz söylemeden geçemeyeceğim… Bilgi ve teknoloji cehaletten üstündür ama Mars’a gidebilecek teknolojiniz bile olsa, medeniyetiniz bir kez yıkıldığı taktirde, hayatta kalmak için ilkel bir selefiden daha vahşi olabilecek misiniz acaba?

 

Günay Aktürk

Bir yanıt yazın