Aşk Cinselliğin Külotlu Çorabıdır | Yazar Günay Aktürk

Aşk Cinselliğin Külotlu Çorabıdır

Aşk Cinselliğin Külotlu Çorabıdır

Aşk Cinselliğin Külotlu Çorabıdır

Oldukça yaratıcı bir benzetme. Aşk sırtını elbette fanteziye dayar. Hem tutkuyla sevişen çiftler zamandan da tasarruf ederler. Trenden beş dakika önce atlama olayı… İki taraf da aşırı özlem duyuyordur varacakları topraklara. Al sana başka bir misal. İhtiras, baş sancaktarımızdır. Birbirlerine aşık iki sevgilinin sevişmesi, kendi topraklarını güle oynaya teslim eden işgal altındaki devletlere benziyor. O kadar istekliler ki buna, işgal eden kim, işgale uğrayan kim belli değildir. Hem de karış karış gezdirirler topraklarını! Son demde ise “bak burası da başkentimiz!” derler.

Bakın, insanlar nasıl sevişirler anlatayım size.

“İşgal yönteminizden çok hoşlandım. Bir tatbikat daha yapmak istemez miydiniz! Yapalım güzelim. Topçu bataryaları hazır mı çavuş? Bir saate bayrağı dikeriz generalim! Canım ne acelesi var, ağırdan alın biraz. Önden bir keşif kolu yollayın. Dağ sırtı, tepe bayır gitsinler. Bak bir kurşun boynumu yalayıp geçti! Kucak dolusu sevgiler sunmak lazım karşılığında. Olmadı arkasından dolanırız. Yerin kulağı var, aman sessizce görün şu işi! Kulağına fısıltılar geliyor mu güzelim? Duy da duymazlıktan gel. Aç ağzını ve bak yukarı! Hava saldırısı mı bu? Bu dağın eteklerinde ancak kızgın lavlar yağardı başımıza, güzel, sevdim bu işgalimsi kuşatmayı!”

Betimleme bizim işimiz evelallah. Peki! Bugünkü aşkı nasıl tanımlarız? Çok basit. Kara treni buharlı trene çeviren sanayi devrimine benzetirim onu. Hayatı kolaylaştırır ama kıymeti bilinmez hiçbir şeyin…

 

Günay Aktürk