Bir Arap Misyonerine | Yazar Günay Aktürk

Buladı Aklını Çocukların

bir arap misyonerine

Kara bir kömür gibiydi tebeşirleri eğitimcilerin. Çizdiler kara tahtaya kara çizgileri bir bir ve: “Bu beyazdır!” dediler.

Badem bıyıklarıyla öğretmenden çok hocaya benziyordu bizimkisi. Ve kaderciliğe soyunmuştu bu hoca. Fizik yasalarını öğretmek şöyle dursun (branşı fizikti bu arada) “Her yağmur damlasını bir melek taşır!” demişti bir gün.

Ne zaman ahlak nutukları çekse kadına bağlardı lafın ucunu. Şehvetini din ile bastırmış her erkekte yankılanırdı bu kadın düşmanlığı! Üstelik çocuklar da yalnız çocuk değildi onun gözünde. Çocuk dediğin emeklemeye başladığında çıkardı çocukluktan! Dokuz yaşındaki bir çocuğa “kadın” gözüyle bakan zihniyetten fazlasını beklemek hata olurdu.

Ruh sağlığından haberi var mıydı gerçekten? Bana göre ruh dedin mi aklına tek bir şey gelirdi. O da muhtemelen beşerin içine sokulduğundan kuşkulandığı, hatta kuşku bile duymadığı ilâhi bir nurdan ibaretti. Ne de olsa kendini papaz, okulu da bir manastır bellemişti.

Buladı aklını henüz on yaşındaki çocukların. Cehennem korkusundan pespaye bir cennet yaratmaya çalıştı. Din hocasından görmediğim Arap misyonerliğini bu fizikçiden gördüğüm kadar.

 

Günay Aktürk

Bir yanıt yazın