Her Zaman Daha Cazip Ve Daha Lezzetli | Yazar Günay Aktürk

Hep Aynı Alışkanlıkların Kurbanıyız

alışkanlık

Dedi ki: “Hep aynı alışkanlıkların kurbanıyım. Ciğerime sürüngen dişlerini geçiren ne kişilerdir ne de olaylar. Hatalarını her yeni insanda bir kez daha tekrarlayan biriyim. Farklı sonuçlar alabileceğimi mi düşünüyorum? Benim yöntemlerim ilkel.

Bu bağımlılık aşılabilirdi şayet sigara filtresinin dudaklarımda bıraktığı lezzetten kurtulabilseydim. Sonunda beni ne öldürecek? Lezzetten uzak mı durmalıyım? Daha pahalı bir tütün mü içmeliyim?

Kumara yeniden dönmezdim eğer kaybetme riski zihnimde bir zevke dönüşmeseydi. Suç, kart çalanlarda mı yoksa kumarhanede mi? Her seferinde aynı kumarbaza mı yeniliyorum? Yoksa içimdeki açgözlülüğün lezzeti yeni kumarbazlara mı götürüyor beni?

Bu okların ucu ne kadar da sivri. Her seferinde delip geçeceğini anlamam için daha ne kadar vurulmam gerek? Kendime yeni bir çalılık mı bulmalıyım yoksa ormanı mı değiştirmeliyim? Yeni ormanda kurumuş yeni dallar: hani basınca çatırdayan ve kendine yeni avcıları çeken türden. Kurumuş dalların ne suçu var, adımlarım pek avanakça…

Bu şehirde yeni bir “ben” olarak doğmam gerek. Avcının şekli değişebilir ama avlanma güdüsünün lezzeti sona ermez. Yem olma alışkanlığım sona ermedikçe bugünkü tuzaklar yarın şekil değiştirebilir. Ama her zaman daha cazip ve daha lezzetli görünürler. Av ile avcı tam da bu ortak paydada buluşurlar. Ama ona yaklaşmanın, koklamanın ve ısırmanın da bir yolu yöntemi var.

Evrim, doğaya uyum sağlamayan canlıları affetmez. Ve ben insan olarak bundan neden muaf olayım ki? Uyum sağlamak onlardan biri olmak ya da onlara yaklaşırken kalkanı indirmek anlamına gelmez. Tuzağa sevdalanmadan onları alt etmek gerek. İlkel olandan lezzeti uzak tutmalı…

Bir yanıt yazın