Ve Tanrı Benimle Konuştu | Yazar Günay Aktürk

Ve Tanrı Benimle Konuştu

Düşünce Felsefesi

düşünce felsefesi

Ellerim ve dudaklarım kafanı karıştırmasın. Onlar düşünen bir beynin sadık kuklaları. Emir geldikçe kıçını kaşıyan ya da aylakça ıslık çalan kullar. Yoktur emirleri sorgulamak gibi asi huyları. Ama çok daha asildirler bundan. İnanmazlar el ve dudak cennetine gideceklerine. Çünkü ne elleyecek ateşli bir vücut, ne de emecek bir uzuv vaadedilmiştir onlara.

Düşünce! Yani insan için tek gerçek Tanrı. Onu göremez, ona dokunamazsın. Benzemez hiçbirine yaratılmışların. Ve stabil bir tanrı olduğu da söylenemez; Pekala bir cellat kadar İlkel kalabilir. Ya da dönüşebilir filozof tarzı bir üst akla.

Garip gelecek ama secde eden ellere dahi emri veren bu ‘Düşünce’ tanrısıdır. Onun akıl etmediği hiçbir şeyi düşünemezsin. Ve her zaman bilinçli olmak zorunda değildir kararları. Yarı gövdesi cehennem demektir bu. Yani bilinçaltı. Derin korkuların kapatıldığı bir hapishane.

Beynimizin İlkel katmanında dönen dolaplar, bedenin rahatına hizmet eden bir düzenektir. Ve siz onu kötülük diye tanımlıyorsunuz. Eğitilmemiş aklın azgın sosyopatı! Oysaki doğada ne iyi vardır ne de kötü. Ama medeniyeti yaratan da en nihayetinde odur. İleri aklın emirlerine karşı gelen her akıl şeytanidir öyleyse. Şeytanın yarı sureti Tanrıya aittir.

Ya duygular? Hani o beynin orta katmanında boy veren aşk, sevgi, merhamet ve evlat acısı? Hepsi de düşünce tanrısının ayrı ayrı özellikleri değil midir? Yani “Bir” olanın farklı yorumları. Duygular ise aklın melekleridir. Bu duygular da karşılıklı olarak düşünceyi şekle sokarlar.

Ah, bazen akıl bozulur ve delilik baş gösterir. Ama delilik bile birin bir başka yorumudur. Aksayan ayağın hâlâ ayak olması gibi. Sadece maratona katılıp dereceye giremez, o kadar.

Düşünce! Belki de maddenin dördüncü hali. Evrenin kendini anlama biçimi! O bile, kişi yaşadığı sürece hayatta kalabilir. Nihayetinde Tanrı bile olsa, ölümün soğuk kollarından paçayı kurtaramaz. Aslında kurtarması da gerekmez. Yaşamın ve kâinatın kutsal nedenlere sığınmaya ihtiyacı yok. Tanrı bana seslendi. Ve tam olarak dedi ki: “Doğumum bir bebeğin doğumuyladır. Ölümüm bir insanın ölümüyle… Hayata tutunabilmek için bana İhtiyacınız yok.”

İşte budur Günay Aktürk felsefesi…

Günay Aktürk Kitapları

Günay Aktürk - Sanrılar Romanı
Günay Aktürk - insan insanın geleceğidir
umudun çocuğu - günay aktürk

Bir yanıt yazın