Genç Erkeklere Tavsiyeler | Yazar Günay Aktürk

Genç Erkeklere Tavsiyeler

Sevmenin Adamcası

genç erkeklere tavsiyeler - günay aktürk

Gençler sevmesini bilmezler efendim. Sevdikleri doğrudur ama yöntemleri hatalıdır. Erkek, kadını elimde tutayım derken o kadar sıkar ki sonunda canını çıkarır. Genç kadının duygusallığı ise kaldırma kuvvetinden yoksun bir göle benzer, önce kendi batar içinde. Genç Erkeklere Tavsiyeler sonraki iş. Önce şunu belirtmeli: Ne suçu var çocukların? Kimse öğretmiyor ki onlara. “Yaşın geçiyor evladım, hayırlısıyla bir an önce baş göz edelim seni.” diyorlar. Bırakın evde kalsınlar daha iyi. Mühim fısıltıları yaymadan yurt yuva sahibi etmek boşanma sebebi.

Sevmeyi bilmezler bilmesine ya, zamanında biz de sağamadık o sütü. Sonunda ne oldu? Keçinin memeleridir diyerek tuttuğumuz şeye de bir bakın! Sonunda iş yaşın kemale ermesine kalıyor. Erdin erdin! Eremedin, elinde kova süt pazarında bir keçi avcısı olur çıkarsın! Şahsen yaşın kemale ermesine de biraz laf atmalı. Bunca kötülüğün müsebbibi gençler midir, yoksa yaşları kemal mertebesinde saygı dilenen zavallı muhteremler mi? Demek ki evliyalık yaşta değilmiş!

Amacım Öğüt Vermek Değildi!

seni sevmek - günay aktürk

Geçen günlerde denk geldiğim bir karşılaşmayı anlatayım. Köşede oturmuş ufaktan demleniyordum. Ankara’yı bilenler bilir. Konur sokağın oralar. Sokak kalabalık, ben ayyaşların bankı sayılan kaldırımda kendime misafir. Sol yanımda beş tane liseli genç, hoş beş ediyorlar. Şahsım ise tam bir kulakçık! Gençlere kulak kabartmayı severim. Yerdeki böceğin hiçbir hareketini kaçırmayan bir bebek gibi, diri duyguların daimi müdavimleridirler. Konu basittir ama oldukça mühimdir. Baktım ki bir zamanlar benim de geçtiğim yolları süpürüyorlar. Şöyle bir konuşma dönüyor:

Geçen gün Efe ile konuştum. Ela’ya mesaj atmış. Demiş ki ben senden hoşlanıyordum. Ama Volkan ile çıktığını duyunca senden vazgeçtim. Bir ay sonra ayrıldı dediler. içimdeki sevgi yeniden alevlendi. Sonra Erhan ile çıktığını duyunca senden yine vazgeçtim.”

senden vazgeçtim - günay aktürk

Kendimi ne kadar kaptırmışsam çocuk konuşurken heyecanla ona baktığımı bile fark etmemişim. Normalde böyle yapmam. Ama ne yapayım, hikaye orijinal. Sonra sustu ve bana baktı. Diğer çocuklara dönünce onların da bana bakarak güldüklerini fark ettim. “Ee” dedim “sonra ne olmuş? Anlat canım merak ettim.” Konu basitti ama meseledeki bu saf ciddiyete ancak Sabahattin Ali hikâyelerinde denk gelirdiniz. “Ne olsun ağabey” dedi “Hâlâ Erhan ile çıkıyormuş.” Bak sen şu zilliye!

30'luk Abiden Tavsiyeler

Gençlere nasihat vermekten nefret ederim. Bu kimsenin hoşuna gitmez. Hayatı başkalarından daha iyi yaşadığını iddia eden asalaklardan hiç olmadım zira hayatın orta bir yolu yoktur. Bakın, benden en az yirmi yaş küçük olan bu çocuklar beni nasıl hayrete düşürdüler. Ama konu bireysel olmaktan çok toplumsaldı. İlle de açacaksın o mendebur ağzını!

erkeklere tavsiyeler

“Arkadaşın kendini yanlış ifade etmiş. Sanmayın ki öğüt vereceğim çocuklar. Ben kendi kendime konuşayım da, siz varın kitap okuduğumu düşünün. Ama hayır, yanlış söylemiş.”

“Neden ağabey?”

“Sence karşı taraf ne düşündü? İki kez vazgeçmiş. Bir kez daha vazgeçmesi an meselesi. Adeta tetikte bekliyor. Bana hiç güven vermedi.”

İyi ama sevgilisi varmış ağabey, ne yapabilirdi ki?”

yirmili yaşlara tavsiyeler

Arkadaşın vazgeçmiş ama o ilişkiye saygı duyduğu için değil. Sadece umudu kırılmış. Ama tetikte beklemenin başka yolları da vardır. Mesela şöyle diyebilirdi: “Ben seni diğer tüm insanlardan bağımsız seviyorum. Hatta seni, sana rağmen seviyorum.

“Ooo güzel söz söyledin ağabey!”

Acı bir tebessüm suratımda…

“Ama ne yazık ki hayat güzel sözlerle yaşanamayacak kadar ağır! Sizin yaşlarınızdayken işi bilen biri tarafından yönlendirilmezseniz, kendi kendinize öğrenirsiniz sevme işini. Ya da zararlı bir aşığa dönüşürsünüz. Bakın ne diyeceğim…

Sevmenin Adamcası ya da Kadıncası Yoktur

insanca sevmek

Adam gibi sevmek, diye bir söz vardır. Ama hatalı bir sözdür bu. Bir kadın katiline de sorsanız o da adam gibi sevmiştir. İşte bu yüzden hatalıdır. Çünkü sevmenin adamcası ya da kadıncası yoktur. Sevmek sevmektir. Mühim olan da insanca sevmektir. “İnsanca sevmek!” Bakın, kulağa ne basit geliyor değil mi? Bir çırpıda söyleyiverdim. “İnsanca sevmekten kolayı mı var, biz de insanca seviyoruz.” dersin. Ama zordur. Belki de bu kadar basit söylendiği için zordur. Üstelik o kadar çok tekrarlandı ki sonunda anlamını kaybetti. Bunu unutmayın. İnsanca sevmek, belki de dünyanın en zor işlerinden biridir.”

Ne yaşadın sen ağabey! Bu söz kendime idi. Çocuklar derin düşünüyor.

Evet, amacım asla öğüt vermek değildi. Zaten amaç bu olsaydı pek işe yaramazdı da. “Değişim dışarıdan değil içeriden gelir.” derler. Gerçekten öyle midir? Cengizhan mı söylemişti yoksa bir Hint atasözü müydü ne, hiç unutmam: “Çocuklarınızı altı yaşına kadar bana verin, altmış yaşına kadar sizin olsun!” Çocukluk ve gençlik dönemi zihnin en azılı dönemleri sayılır. Doğrunun ve yanlışın oturmaya başladığı dönemler. Bu bilindiği için henüz çocuk yaşta din öğretiliyor ya çocuklara. Bilim, sanat ve felsefe bu yüzden yasaklanıyor ya. Zaten toplum bugün o tava geldiği için avazı çıktığı kadar vaazı verilebiliyor ya kadın düşmanlığının!

doğru ilişki nasıl olmalı

Hayır, amacım öğüt vermek değildi. Ama şu sözlere dikkat edin: “Sevmenin adamcası ya da kadıncası yoktur.” “Bir kadın katiline de sorsanız o da adam gibi sevmiştir.” “En zoru insanca sevmektir.” İşte akılda kalacak olan bunlardır. Yani hafızaya kazanacak olan. Genç bir erkek bunları asla unutmaz. Beyin her şeyi depolar ve bazen en asil olanların peşinden gider. Asil adamlar yetiştirmek istiyorsanız çocukları asilce yetiştirmelisiniz. Muhtemelen bu da bir öğüt değildi!

Genç erkek kardeşlerime bir şair kafasıyla söyleyeceğim şey şudur: Sevmek ve değer vermek bizim seçimimizdir. Karşı tarafı pek alakadar etmez. Bu yüzden de karşılık vermedikleri için onları suçlayamayız. Çünkü Kuran da kurgulayan da bizleriz. “O halde sevmeseydin!” derlerse hakları vardır. Çünkü ortaklaşa verilmiş bir karar değildir ki. Öyle bile olsa şunu anlayın kardeşlerim. Beraberce yaşadığınız aşk olabildiğince hararetli bile olsa, eninde sonunda sonu gelir. Hiçbir şey sonsuza kadar aynı kalıpta sürüp gitmez. Bozulur ve şekli değişir. Bilimseldir de. Termodinamiğin ikinci yasasıdır. Bunu unutmayın.

Son sözler… Sevmek karşı tarafın kendini özel hissetmesini sağlayabilir. Bazen de küstahlaştırır. İnsan doğasıdır, büyüklük gösterin. Ama en kıymetlisi bu değildir. En kıymetlisi sevilmektir kardeşlerim. Özel olan budur. Harcanan emeğin karşılık bulmasıdır. Siz siz olun, sevilmediğiniz bir kalbin peşinden gitmeye kalkmayın. Zira kendinize neyi reva görürseniz, karşılığında alacağınız da odur…

 

Günay Aktürk

Günay Aktürk Kitaplığı

Günay Aktürk - Sanrılar Romanı
umudun çocuğu - günay aktürk
Günay Aktürk - insan insanın geleceğidir

Bir yanıt yazın