Hayvanca Sevmek Gerek | Yazar Günay Aktürk

Hayvanca Sevmek Gerek

Sevmek Duygu İşidir

hayvanca sevmek gerek

Düşüncenin dile getirilmesine benzemez sevmek. Duygu işidir o ve her duygunun dilde bir karşılığı yoktur. Kelimelere dökülmese de olur. Bu yüzden “anlatma göster” denir.

Kelimeler duygulardan sonra yaratıldı. Yani, daha ortada sözcük yokken duygular vardı, demek oluyor bu. Hayvanın doğallığı buradan gelir. Çünkü onun kelimesi yoktur. İdeolojisi; “ama”sı “fakat”ı “lakin”i yoktur. O da kıskanır elbet. Dişlerini gösterir, pençe atar… Rakiplerden hoşlanmaz. İnsan ile hayvanın en eski ortak noktalarından biri de bu olsa gerek.

Severken hayvanca sevmelidir insan! Doğal olmalıdır. Amasız, fakatsız, lakinsiz ve kinsiz… Aklın insana yakın duran marifetleri özgürce sergilenmelidir.

Duygular düşüncelere benzemez. Hatta düşünceleri yaratan da duygulardır. Duyguları temiz olanın düşünceleri de temizdir.

Şairler hayvana en yakın duran kesimde yer alırlar. Birine dokundukları zaman “düşünce” masadan sessizce kalkarken duygular zarafet kostümleriyle geceyi şereflendirirler.

Bunu elbette herkes ne yaşayabilir ne de yaşatabilir. Aklın düşünce orduları hedefe yoğunlaşmıştır. Şehrin içlerine kadar girip bayrağı surların üzerine dikmeye yoğunlaşmıştır. O gecenin başka anlamı yoktur.

Ama gelişmiş bir hayvandan başkası değildir bu insan. Dünyayı düşüncelerinizle yorumlasanız da sadece duygularınızla görebilirsiniz.

Araba kullanmaya benzer biraz da sevmek. Üçüncü vitesten yukarı çıkamayan ama kendini hız delisi sanan bir meczup! Her ne yapıyorsa üçüncü viteste yapar. Motorun bütün gücünü kullanmak cesaret gerektirir. Sevgi de cesaret işidir. Arabayı yakman gerekiyorsa o araba yakılmalıdır. Yolda kalmışsın, alabildiğine susuz, dudakların çatlak ve miden karıncalı… Bu aşktır.

Günay Aktürk

Bir yanıt yazın