Yalnız Sana Geleni Arzula | Yazar Günay Aktürk

Yalnız Sana Geleni Arzula

Arzula Ama Nasıl?

arzula

“Sana Gelen Her Şeyi Bekle Ama Yalnız Sana Geleni Arzula!”

Andre Gide

Diyeceksin ki “Ama gelmiyor!” Adam da zaten bunu bildiği için onu arzulamayacaksın diyor. Sanki senin kimi arzuladığını bilmiyor Gide! Ha diyorsan ki gelen giden yok, o senin beceriksizliğin canım, bizi ırgalamaz. Bizi ırgalayan, trafiğin yoğun olduğu durumlar. Gelenin gitmesine izin verme o zaman. Acaba gelen de bir başkasından geldiği için mi gidiyor! Fırsat vermiyorsun ki dinlensin arada…

Sana gelen her şeyi bekle!” Belki adam başka bir şeyden bahsediyor. Sen yine kapını açık tut ve yalnız gelene kahve pişir, diyecek değil ya! Öyle ya! Randıman evi mi bu canım her şeyi bekleyeceksin. Gelen kim, it mi kurt mu? Ama insan da tam olarak bu değil mi? Kapı çaldığında adı davetliler listesindeyse şeref duyuyor bundan.

Hâlâ gelmemiş olması, gelmeyeceğine delalet değil. Arzunun nedeni de bu zaten. Olasılık matematiği. Sıfıra yakın bir ihtimaldir ama sıfır değildir. Basket oynuyorsun, yüz atışın yüzü de başarısız… Ama ihtimal sıfır mıdır? Asla basket olmayacak mı? Bir sonraki atışın da aynı sonuç vereceği belirsiz olduğu için ihtimal sıfır değildir. Peki, ne zaman kesinleşir gelmeyeceği? İki taraftan biri öldüğü zaman.

Kapının kilidini sök ve kendine bir fincan kahve yap. Yanında biri varsa onunla gül. Onu doyur. Ona güzel kok. Ona ulaş. Bu kadar doyumsuz olma. Gerçek olan tek şey “an”da yaşananlardır çünkü. Uzakta bulanık gibi duran o muhteşem görüntüye ihtiyacın yok. Yanında olanın da bir gün gidebileceğini bilerek yaşa. Kendine tahammülün olsun biraz! Eğer bir seçimin eşiğindeysen, köpeği itten, kurdu kuduzlusundan ayırmayı bil.

“Bedenimi satarım ama ruhumu asla!” sözünün anlamı çok büyüktür. O kapıdan yüzlerce kişi girip çıkar da kaçından kaçı kalır? Çoğu zaman kimse kalmaz hatırda. Yıllar yılları kovalarken ruhun gerçek bekçisi hep oradadır. Bu yüzden unutulmaz. Beden kirliliğine de inanmıyorum. Ruh zamanla kirlenebilir ama beden temiz kalır. Sırf ruhumuz aç kalmasın diyedir bedenimizin yıpranması…

Son sözümdür şu: Bir gün gelirse de elindeki zincirleri atmalısın. Elinde tasmayla gezinenler birbirlerinden çabuk sıkılırlar. Bütün isyan eylemlerinin temelinde özgürlük tutkusu yatmaz mı?

Günay Aktürk

Bir yanıt yazın