EROS OYUNLARI | Yazar Günay Aktürk

EROS OYUNLARI

İşte O Geliyor

Eros Oyunları

Akşam!
Saat yediye beş var.
İçi (z) kuşağıyla dolu bir dershane.
Dershanenin önündeki karanlık köşe.
Sigara içmeye inen öğrenciler:
Bakışlarına kuşku çöreklenmiş!
Bu tekinsiz adam yine kimi beklemekte?
İçlerinden birini mi?
Amma da uzun bekledi ha!
Yoksa adi bir sapık olmasın!
Yok ulan Karacaoğlan o!
Aşığını beklemekte hasretle.

Sokakta seyir halinde bir kalabalık.
Ha desen üreyecekler…
Kimi mangal ateşi,
Kimi bir kilo kanat!
Bende tatsız bir duygudurum bozukluğu…

İşte o geliyor!
Doğurgan ruhumun anaç kraliçesi!
Işte gördü beni.
Işte baktı bana!
Çıkıverdi Tanrı saklandığı delikten!
Eros’u transfer etti melek kafilesine!
Saldı şeytanlarını iştahlı gecemize!
Ve dedi:
bu gece aşırın elmalarımı dilediğinizce…

Sarıldı boynuma yırtıcı bir dişilik!
Kokusu binlerce yıllık
Ederi ağır bir özlem!
Kuytu köşelerimiz hep böyle dar
Ve karanlık olmak zorundaydı.
Çünkü vaktinden önce zamlandı hayat
Biz de zulada sakladık birbirimizi!
Cennet bahçesinde bir çift kaçak!
Eh! Rahat bir nefes aldı şu Z denen kuşak!

Birkaç saate durdu zaman!
Belki de üflenmişti sur!
Ama biz duymadık!
Belki gerçekten de yedik o elmayı!
Belki hayaldi.
Damakta lezzetli bir tat!
Belki lezzeti acısından!
Bilemiyorum.
Belki de kovulduk!
Belki tel örgüden atlarken kanattık bir tarafımızı!
Gün inkara soyunma günüymüş bugün!
Çünkü yedi kapılı yetmis bahçeye de dalsan,
Özgür iradenin de bir bedeli vardır!

 

Günay Aktürk

Bir yanıt yazın