Yatak Odasında Felsefe | Yazar Günay Aktürk

Yatak Odasında Felsefe

Ruhuma İyi Geliyorsun

Yatak Odasında Felsefe
Marquis de Sade

  • Odanızda sinek olmamasını mı istiyorsunuz? Onları cezbedecek şeker bırakmayın ortalıkta.
  • Kızlık zarı gibi saçma bağlarla kendilerini doğal eğilimlerine teslim etmekten kaçınan, hamilelikten ya da eşine hakaret etmekten, daha da beteri, onun şanına leke düşürmekten çekinen kadınlar pek saftır!
yatak odasında felsefe

Saat sabahın 9:30 u. Karayolları sokakta çalışmaya başlamış bile. Sanırım asfaltı deliyorlar. Dinç ve huzurlu bir ruh ile uyanmıştım oysa. Vatandaşlık görevimi yerine getirmek için sövmeye hazırlanıyorum! Odadan çıkıp balkona geçerken bakıyorum ki ne karayolları ne de matkap! Karşı odadaki sevgilim horluyor.

Bir süre başında bekleyip seyrediyorum onu. Tanrım ne güzellik! Demek ki, diyorum, güzel kadınlar da canavarlaşabiliyor! Bir doz yanaklara, bir doz da dudaklara sağlıklı yaşam öpücüğü. Uyansa ne sevinirdi ama

Balkonda sigara içerken dalıp gidiyorum. Bağlılık yemini edilmeden de başıboş bir kaostan huzurlu bir düzen yaratılabiliyor. Erkek her türlü yalnız yaşayabilir. Kadının ekonomik özgürlüğünü eline alabilmesi ise ne mühim bir ayrıntı!

Bugün Ferruhzad ile tanıştırdım onu. Pek sevdi. Şiir sevmez. Şiir sevmeyen kadınların ruhsuz olduklarına inandığımı söyledim. Ses vermedi. Sanırım hemfikirdik. Kitabını ne zaman imzalayacaksın, diye sordu. Orada öylece duruyordu kitap. “Gerçekten ilgilenmeye başladığında!” dedim. Ben tüccar değildim zira, ne kendimi pazarlardım ne de sanatımı…

Gece yatmadan önce biraz sohbet etmiştik. Evet, Sade’nin “yatak odasında felsefe” deyimini çağrıştırmadı değil. Din konuşuyorduk. Peygamberin cinsel hayatı. Yarım saat kadar anlattım. Belki biraz daha fazla. Sonra aniden kalktı ve ben yatıyorum dedi. Dedi ve ekledi: “Ben deistim sevgilim!”

Ergenlik dönemi gençleri sarılıp yatmanın romantik olduğunu düşünür. Evrim gerçekten pek çakaldır!

Şu anda yüzlerce km uzakta. Sizler belki “Onlar ermiş muradına!” ile biten cümlelere aşıksınızdır. Ama ben “Ruhuma iyi geliyorsun” sözlerine inanırım. Tek beyinde sıkışmış iki bilinç travma yaşatır insana! Pek çoğu yalnız kalmaktan ya da çok eşli yaşamaktan korkar. Kendimi tanıma sürecinde karşıma çıkan ve hakikate en yakın gördüğüm gerçeklerle yaşıyorum. Pek çok insan henüz kendine bile yabancı iken, bir başkasının ruhuna yük olmaya gidiyor. Gerçekler ise bambaşka. İnsan dediğin ne ki: “Alacağına şahin, vereceğine karga!

Günay Aktürk

Bir yanıt yazın