Suistimal Kimden Gelecek | Yazar Günay Aktürk

Suistimal Kimden Gelecek

Suistimalin Zehirli Tohumları

güven sevginin mimarıdır

Bizi anladığını düşündüğümüz insanlarla dostluğumuzu geliştiririz. Güven sağlanır ve suistimal ihtimali de azalmış olur. Böyle evrildik. Biz” ve “onlar” denkleminin kurallarından biri.

Ama bu her zaman güvene temel olmayabilir. Öyle bir çağ ki kim suistimal edecek, öldürecek mi, tecavüz mü edecek kestirmek zor. Üstelik zamanla değişiyor insan. Kötü istikamete doğru da değişebiliyor.

İyiyle kötünün yüzü aynıdır, derler bir söz vardır. “Önemli olan onun karşısına ne zaman çıktığınız!” Peki, bunu nasıl bileceksin? İnsan insana kumardır, diyebilirim ancak!

Bir bilinç var aslında. Bir başkasının derdini kendi derdi gibi görenlerin bilinci. Kadın cinayetlerine bakıyorum, şimdiye kadar kendini devrimci olarak tanımlayan birinin bu suçu işlediğini görmedim. Veriler incelenmeli aslında. Önemli bir konu.

Bu cinayetleri işleyenlerin ortak noktaları var. Toplumda başı boş dolanan, sistemin rüzgarına göre uluyan ve bütünden kopuk insanlar. Ve bunların ipe sapa gelir bir felsefeleri de yok.

Ne soracaksın, İstanbul Sözleşmesini destekleyip desteklemediklerini mi? “Beni suistimal edecek misin?” diye sorabilir misin? Kadına sonsuz saygıları olduğunu söylerler ki kuşları kafese girsin! Hele ki “Kadın tanrının emanetidir” derlerse uzaklaşın oradan. Çünkü tehlikeli bir inançtır bu. Seni birey olarak görmezler.

Bugün yeterince canım sıkkın. Bir kadını beş parçaya ayırıp ormana gömen bir caninin dünyasında zihnim acı çekiyor… Üstelik bugüne ait bir canilik de değil bu. Binlerce yıllık zehirli bir maya. Kötülüğün tohumu özümüzde var. Ve sürekli sulanıyor o tohum. Ben de insanım evet. Ama bu gece ormanda bir kadını gömmek yerine o genç kadın için acı çekebiliyorsam, öteki fidanı sulamayı seçtiğim içindir! Aslında bu yüzden insan olmak özel çaba gerektiriyor. Sonrası alışkanlık, sonrası hayat felsefesi…

Bir yanıt yazın